Nerede ve hangi havada balık olur? Nasıl bir malzeme ve yem seçmeliyiz?

Denizlerde hava durumu, mera seçimi, yem seçimi ve doğru malzeme kullanımı gibi önemli konuları, tamamen doğaçlama yazmayı uygun gördüm.

Bu bağlamda seçtiğim konu başlıkları aşağıdaki gibidir:

 

  • Ava gitmeden önce plan yapın, meranızı ve hangi balığı avlamak istediğini belirleyin.

Bir balıkçının ilk bakacağı yer, hava durumu olmalıdır. İster kıyıdan ister tekneyle avlanın, hava durumu en önemli konudur. Eğer yağış riski varsa, yanınıza bir yağmurluk, çizme ve şapka almanız gerekmektedir. Sağanak yağış ve yıldırım riski taşıyan havalarda balığa gitmemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Eğer gideceğim diyorsanız, karbon olmayan kamışlar tercih etmeniz yine güvenliğiniz açısından önemlidir. Örneğin kıyı avcılığı yapacaksanız, doğudan esen bir hava olduğunu gördüğünüzde, mera seçimini de bu bağlamda yapmanız gerekecektir. Çünkü doğu havasını kesen bir burunun, batı yönünde avlanmak, akıntıdan ve dalgadan kurtulan balığa, karnının açlığını hatırlatacak ve o merada daha rahat avlanmasına imkan tanıyacaktır. Eğer yakın zamanda bir fırtına olmamışsa ve günlük gülistanlık bir hava var ise ve kıyı avcılığı düşünüyorsanız,  o gün genel olarak deniz havası alacağınızı unutmayın. 🙂

Balığa gitmeden önce hangi balığı avlamak istediğinizi mutlaka belirlemelisiniz. Hava durumuna bağlı olarak, sizi zor durumda bırakmayacak bir mera seçmelisiniz. Unutmayın ki doğru mera seçimi yaparak, en önemli kuralı başta gerçekleştirmiş olursunuz. Aç olan bir balığı merada bulursanız, dikkat etmeniz gereken tüm diğer noktalar bir anda önemsiz kalabilir. 🙂 Mera seçimi yaparken, avlanacağınız balığın sevdiği sularda olmanız verimi arttıracaktır.  Örneğin, hedef balık levrek ise; koy içleri, mendirek içleri ve çay ya da derelerin denize dökülen bölgelerinde olmanız balığı bulma şansınızı arttıracaktır. Bunlara ek olarak yosunlu ve çakıl taşlı bir deniz taban yapısı bulmanız da tereyağın üzerine sürülen bal gibi olacaktır. 🙂 Bu şartları sağladığınızda, dikkat edeceğiniz en önemli konu; çok ürkek ve kurnaz olan levrekten güzel bir yer bularak saklanmanız ve kesinlikle suyun içerisine girmeden sessizce avlanmanızdır. Bu şartlar balığın ideal şartları olup, ben suya girerek avlıyorum diyen arkadaşlara, siz bildiğiniz gibi devam edin demekle sınırlıdır. 🙂

 

  • Doğru Malzeme ve Yem Seçimi

Malzeme seçimi başlı başına tartışılacak bir konudur. Ancak bazı ipuçları verebilmek adına, bu konuya kısaca değinmek istiyorum.

İnce takım, bütünlük ve az metal kullanımı çok önemlidir. Değerli Metin Semih Caneri abimden öğrendiğim, İngiliz’lere ait önemli bir laf vardır. “Less metal more fish, more fish less metal.” Ne kadar çok metal kullanırsanız, o kadar az balık tutarsınız ise Türkçe’sidir. Siz hiç denizde, ağzında metal bir objeyle gezen, bir yem balığı gördünüz mü? 🙂 Bu aslında hobimizin en güzel özeti, kısaca gerçekçilik. Metal materyal kullanmamız gereken yerlerde, mümkün olduğunca küçük malzeme seçip, yemden uzakta kalacak şekilde bağlamaya çalışın.

Malzemenin kalitesi verimini kesinlikle arttırır. Örneğin, kaliteli 0.12 mm bir iple, kalitesiz 0.25 mm ipin mukavemetleri aynı olabilir ve 0.12 mmlik bir ip bazen çok daha iyi çeker değerlere sahip olabilir. Bunu neden söyledim? İnce takım çok önemlidir ve gerçekçilik felsefesinin temel unsurudur. Yine kaliteye bağlı olarak, malzemenin hafif ve güçlü olması, gün boyu deneme yapma şansınızı arttıracak ve balığı yakaladığınızda da malzemenize güvenerek kenara çıkartma şansını size daha iyi sunacaktır.

Sahte bir balık, silikon ya da metal jiglerin de yine en önemli özellikleri kalite ve mukavemetleridir. Düşünsenize,bir trofe (ulaşabildiği ender boy) yakaladınız ve malzeme deforme olduğu için kaçırdınız.  Yahut sahte balık aldınız, 3 atış sonrasında rengi kaçtı ya da erimi çok kötü ve 10 metre bile zor atıyorsunuz? Peki ya malzemenin gerçekçiliği ve aksiyonu? Bu işi hobi olarak yaptığımız ve her hafta balık restaurantına gidip balık yiyebilecek kadar bu hobiye para aktardığımız düşünülürse, bence zamanımızın kıymetini bilmeliyiz. Son olarak, kaliteyi genelde ucuza alamayacağımızı biliyor, elbette arada çok ucuza yine çok kaliteli ürünler bulabileceğimizi de hepimiz biliyoruz.

Avlayacağımız balığa göre kısaca bir malzeme seçiminden yukarıda kısaca bahsetmiştim. Diyelim balığa gitmek istiyoruz ve hedefimizdeki balık predatör olarak isimlendirdiğimiz avcı balıklar. O zaman hemen avcı balıkların en zayıf noktaları olan canlı yemlerden bahsediyoruz. 🙂 Metin abimden öğrendiğim başka bir söz var ki : “Live baits are cheating.” Türkçe’si, canlı yemler hiledir. Bu konumuzun tamamen özeti. 🙂

Canlı yem seçimi yaparken tecrübe ve bilgi birikimi her alanda olduğu gibi çok önemlidir. Bazı balıkların menüsünde özel olarak aradığı türler vardır. Bunlara kısaca bahsedecek olursak;

  • Zargana, lambuka, ıskarmoz ve baraküda : Kefal yavrusu ve aterina (gümüş) yavrusu, başta zargana olmak üzere bu canlıların en ideal yemleridir. Top arkası 2 metrelik bir bedele, çift iğne ile canlı yemi öldürmeden bağlarsanız, iyi zarganalar sizi bekleyecektir.
  • Lüfer (kofana) : Bu balıkların en sevdiği canlı yem, küçük zarganadır. Kıyıdan ve tekneden uzun olta denen metotla yakalanabilirler. Ayrıca küçük kefal ve istavrit yavrusuna da ilgi göstermektedir.
  • Levrek : Levrekler, kabuklu canlılardan, fareye kadar her şekilde yakalanır. Genellikle, canlı yengeç ve canlı kurt ile iyi av vermektedir.
  • Çipura ve mırmır : Bu balıklar, canlı kurda iyi ilgi göstermektedirler. Özellikle çipura, tırnak yengeç denen, ufak boyuttaki yengeçlere, canlı teke ve mamuna yüksek ilgi duyan bir türdür.
  • Sarı kuyruk (kuzu balığı) : Bu balıklar genellikle orta su ve derinde gezinirler. En sevdikleri canlı yemlerin ilk sıralarında; melanur , sübye ve kalamar bulunmaktadır. Eğer bu  canlıları canlı olarak ister kurşunlu, ister serbest yüzer halde meraya indirirseniz ve bölgede balık varsa ve açsa oltanızda olacaktır.
  • Sinarit, Fangri ve Trança : Bu balıklar genellikle,  çakıl ve kayalık bölgelerde yarıklar içinde yaşarlar ve dip balıklarıdır. Özellikle sinarit, su altındaki yosunlu ve fica diye belirtilen otlak meraları daha çok sever. Kıyıdan nadir olarak yakalanabilecekleri gibi, tekne avı yapacaksanız, ağır bir kurşun arkasına 1-1.5 metrelik fırdöndü ile bağlanmış bir bedele, gezer iğneli bir takım yaparak ve ardından sübye ya da kalamar bağlayarak yakalayabilirsiniz.

Not : Yukarıdaki canlı yem seçimleri bilinen metotlar olup, sadece bunlarla yakalayabilirsiniz anlamı taşımaz. Bu yüzden, verim alamadığınızda sürekli olarak seçimlerinizi gözden geçirmelisiniz. Şu yemle de iyi avlar yaptım dediğiniz yemleriniz varsa, aşağıda yorum bırakabilirsiniz. İsminizi ve fikrinizi belirterek makalemizde zevkle güncellemeler yapabiliriz.

Eğer canlı yem bulma şansınız yoksa, LRF, spin (atçek) ya da jigging metodları ile şansınızı deneyebilirsiniz. Sahte kurt yemler, silikonlar, sahte balıklar ve jigler canlı yemin olmadığı şartlarda oldukça başarılıdır. Bu konuyla ilgili : spinning atçek nedir? makalemizi okuyabilirsiniz.

Atçek ya da birçok disiplinde kullanılan, silikon, maket balık ve metal jiglerin aksiyonları da yine hedef balık açısından çok önemlidir. Levrek; kurnaz ve ürkek bir balık olduğu için, genellikle sessiz sahtelere daha çok ilgi duymaktadır. Silikonların aksiyon başarısı dışında, bu balıklarda başarılı olmasının bir başka nedeni de sessiz olmalarıdır. Bununla birlikte, baraküda ve zargana gibi canlılar hedeflerine daha agresif saldırdıkları ve aksiyondan hoşlandıkları için bol aksiyon bu canlıların ilgisini daha çok çekecektir. Çok önemli bir konu var ki denizde avcı balıkların bulamayacağı türde sahte yemlerden kaçının. Eğer kalamar henüz kıyıya düşmediyse, kalamar benzeri maket canlılar kullanmanız hatalı bir seçim olacaktır ve balığın ilgisini çekmeyecektir. Balıklar asla “bu kalamar da nereden çıktı bu mevsimde, oh yaşadık” diyerek saldırmazlar.

  • Avlanmak için doğru saatlere dikkat etmelisiniz

Birçok balığın aslında en ideal saatleri;  sabah suyu için gün doğmadan 1 saat öncesinden, doğduktan bir saat sonrasına kadar iken; akşam suyu için gün batmadan, 1 saat öncesinden hava karardıktan 1 saat sonrasına kadardır. Ancak, gece dolunay olan zamanlarda, farklı fikir ayrılıkları doğmaktadır. Bu konudaki şahsi fikrimi size soruyla iletmek istiyorum. Şayet; “gece boyu aydınlık olduğunda, bir predatör sabaha kadar avlanacak süreyi bulmaz mı? Gece boyu avlanabilen bir balık, sizce sabah suyunda iştahlı olur mu?” Bu konudaki fikirlerim bu yöndedir ve dolunay olan gecelerde, sabah suyunun çok verimli olmayacağı kanaatindeyim. Hatta gece boyu doğru aksiyonlarla siz de şansınızı deneyebilirsiniz. Bu konuda, ay takvimini ve en verimli saatleri veren çeşitli mobil uygulamalar bulunmaktadır ve en bilineni olan Fishing and Hunting Solunar’ı, Google Play Store ya da App Store’dan indirebilirsiniz.

Gece avı yaparken dikkat etmeniz gereken ve yanlış bilinen bir nokta da glow yani forfordur. Gece avlanırken balık görsün diye, glow yani forforlu malzemelerden ve ışık saçan ürünlerden kesinlikle uzak durun. Bu ürünler birçok balığı ürkütecek ve meranızdan kaçıracaktır. Ben derin su avlarımda dahi, glow ürünlerden mümkün olduğunca uzak duruyorum. Gece avlanırınızda UV olarak geçen ürünleri seçmeniz, beyaz ve sarı gibi renkler kullanmanız, diğer glow ürünlere göre çok daha başarılı olacaktır.

Tüm konu başlıkları, ustalarımdan duyduğum, akıl edip uyguladığım tecrübelerimle sabittir. Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.

Tüm avlarımı paylaştığım Youtube Kanalımı da takip etmeyi lütfen unutmayınız ==> https://www.youtube.com/channel/UC117_KdL69nsbLh9CPR4mjQ

Facebook'ta Yorumla
(Visited 68.141 times, 7 visits today)

Bunlar da dikkatinizi çekebilir! :)