Akıntı ve rüzgar varken nasıl avlanmalısınız?

Bu makalemde tekne avcılığı yaparken, sürüklenen bir teknede slow jigging yapmaya çalışıyorsanız, verimi nasıl arttırabileceğinizden bahsedeceğim. Çünkü jigin kamışınıza dikey inmesi ve suyu da dik kesmesi performans/verimlilik dengesi açısından çok önemlidir. Ancak birçok bölgede bu ideal şartları yakalamak oldukça zordur. Bazen de size ait olmayan bir teknede kötü bir kaptanla ya da slow jigging için uygun olmayan şartlarda avlanmanız (ters rüzgar ve akıntı gibi) ve buna göre hareket etmeniz gerekebilir. Bu yüzden sözü fazla uzatmadan, ana başlıklar halinde seçimlerinizi nasıl gözden geçirmeniz gerektiğini aktaracağım.

Daha ağır bir jig kullanın.

Normal şartlar altında, eğer jiginiz denizde dik olarak durabiliyorsa, bu durumda ideal jig ağırlığı, derinliğin iki katı kadardır. Bunu slow jigging nedir? makalemiz altında önceden incelemiştik. Örneğin, 150 metre derinlikte 300 gr. jig kullanmanız ideal şartlarda yeterlidir. Şayet jig ağırlığınız, derinliğe bağlı olarak suya dik olarak inmenize izin vermiyorsa, arttırılmalıdır. Bu dengeyi 2 katına kadar çıkarttığınız durumlar olabilir. Örneğin 150 metrede 600 GR jig kullanmanız gerekebilir. Eğer buna uygun bir kamışınız yoksa, diğer ipuçları ile çözüm bulmaya çalışacağız.

Çabuk düşen bir jig kullanın.

Slow jiggingin en önemli prensibi, jiging mümkün olduğunca fazla yüzmesidir. Çünkü yüzen bir jig, avcı balığın daha çok ilgisini çekecek ve ısırması için ona daha fazla süre tanıyacaktır. Ancak değişen su etkisi ve dinamikler nedeniyle jiginiz balığın olduğu alanda dibi bulamazsa, hedeflediğiniz balığa hiç ulaşamayacağınız anlamına gelir. (akıntı veya tekneyi sürükleyen rüzgar gibi etkenler ipinizi tutarak, jigin istediğiniz alanda dibe inmesini engelleyecektir.)  Bu yüzden bazı töleranslar ile birlikte balığın olduğu alana inerek, slow jigging yapabilmek avantajdır.

Slide ya da leaf fall olarak birçok jig ambalajının arkasında aksiyon modelleri yazar. Bu tip aksiyona sahip jigler, düşüş esnasında sağ ve sol yaparak, aynı bir yaprağın ağaçtan yere düşüşü gibi yavaş yavaş sağ sol yaparak inerler. Bu tip yemler yukarıda da belirttiğimiz gibi ideal şartlar altında en tercih edeceğimiz jigler iken, drift yapan bir tekne üzerinde sadece sığ sularda denenmelidir. Örneğin Seafloor control markasının Rector ürünü bu tip bir jigtir. Biz yine aynı markanın, ARC, Messiah, Spunky ve Cranky modellerini bu tip şartlarda daha çok tercih etmeliyiz.

Özetleyecek olursak; ağırlık, her ne kadar jigging yaparken dibi çabuk bulmak için önemli olsa da su rezistansı düşük olan jigler de bize avantaj sağlarlar.

Daha ince bir ip kullanın.

Slow jiggingte her zaman ip kullanmanın öneminden bahsediyoruz. Bölgenizde taş arasına girmemesi ya da sürtmemesi için, dipten hızlıca kesmek zorunda olduğumuz orfoz, lagos ya da büyük kuzu balıkları gibi balıklar yoksa, PE 1.5 bir ip, slow jigging için oldukça idealdir. Ancak ben kendi avlarımda PE 2 ip ile derin suda (100-150 metre arası) oldukça başarılı avlar yapıyorum. Eğer daha sığ sularda avlanıyorsanız ve akıntı çok ise ipinizi kaliteli ürünlerden seçim yaparak, PE1 civarına çekebilirseniz suyun ip üzerinde yarattığı etkiyi yine minimuma indirebilirsiniz. İp, misinaya göre daha ince, hafif ve su tutma etkisi az olduğundan, slow jiggingte daha başarılıdır.

Aksiyonlarınızı değiştirin.

Akıntı altındayken, vereceğiniz küçük aksiyonlar hidrodinamik gereği su tarafından absorbe olacak ve bir işe yaramayacaktır. Bu yüzden daha şiddetli aksiyonlar vermeniz gerekmektedir. Bu tip durumlarda en başarılı aksiyonlar, long fall yapmaktan geçer. Ancak burada dikkat edeceğiniz önemli bir nokta var. Soldaki şekilde, B hareketi yaptığınızda, aslında sadece ipin boşluğunu yukarı kaldırmaktan başka birşey yapmadığınızı da görebilirsiniz. Doğru aksiyon, gerekirse kamışı suya 45 derece açıyla tutup, yana doğru çekerek, jigin sizi takip edebilmesini sağlamaktan geçer (Örneğin, teknenin sancak tarafında iken; sancak kıç omuzluktan, iskele baş omuzluğa doğru). Bu tip durumlarda long fall yaparken, maksimum sarım miktarı 1/4 tur civarında olmalıdır. Çünkü tekneniz de bir yandan sürükleneceği için, long fall esnasında zaten uzunca bir düşüş süresi yakalamış olursunuz. Son olarak; jig ipindeki tansiyon dediğimiz gerginliği de mutlaka takip etmelisiniz. Jigin eğer sürekli sizden uzaklaştığını ve dibe düşmediğini hissediyorsanız, mutlaka daha ağır ya da daha hızlı düşen bir jig seçimi yapmalısınız.

Rüzgar üstü yol alın.

Balığı gördüğünüzde şayet rüzgarı pruvanıza alır ve rüzgar üstü yol alırsanız, balığı 5-10 metre geçtikten sonra jigi bırakarak, teknenin ve jigin balığın üstüne doğru sürüklenmesini sağlamış olursunuz. Ayrıca paraşüt diye bilinen teknenin sürüklenmesini su içinde bırakılarak minimuma indiren ürünler de bulunmaktadır.

Trolling (sırtı) motoru opsiyonları

Teknoloji her alanda olduğu gibi, balıkçılıkta da fark yaratıyor. Şu zamanda balıkçı olmak büyük bir keyifken, balık olmak gerçekten zor bir durum. Akıntı olmayan ancak yüksek rüzgar aldığınız durumlarda, tekneyle baş edememe sorunları yaşıyor ve tecrübe eksikliğinin dışında fiziksel olarak yetersiz kalıyorsanız, Motor Guide ya da Minn Kota gibi ürünler işinizi fazlasıyla kolaylaştıracaktır.

Bu ürünler direkt akü bağlantısı, GPS map ve uzaktan kumanda opsiyonu ile balığı gördüğünüzde işaretleme yapıp, GPS üzerinden aynı noktada kalmanızı sağlamaktadır. Maliyetli ürünler olmakla birlikte, Çanakkale gibi sürekli rüzgar olan bölgelerde, oldukça gereklidir.

Başka bir makalemizde görüşmek üzere, esen kalın.

Not : Bu makaledeki bazı başlıklar ve örnek resim angler-secrets isimli siteden alınmış ve Türkçe’ye kendi tecrübelerimle birlikte aktarılmıştır.

Facebook'ta Yorumla
(Visited 1.123 times, 1 visits today)

Bunlar da dikkatinizi çekebilir! :)